Efecan Yılmaz, Sözel Etkileşimde Kavramsal Temel Edinmenin Sinirsel ve Oküler Örüntüleri: Bir Çok Kipli Hiper Tarama Yaklaşımı

Doktora Adayı: Efecan Yılmaz

EABD: Bilişsel Bilimler

Tarih: 05.09.2024 / 15:00

Yer: A-108

 

Özet: Etkili iletişim, muhatapların belirsizlikleri nasıl çözecekleri konusunda anlaşmalarına ve kavramsal temsilleri paylaşılan anlamlara dönüştürmelerine bağlıdır. Bunu başarmak için, tüm katılımcıların anlam uyumluğu kurması, sürdürmesi ve sürekli adaptasyonu gereklidir, bu süreç iletişimde ortak temel edinme olarak bilinir. Ortak temel edinme üzerine yapılan önceki çalışmalar büyük ölçüde dilbilimsel ve göz hareketleri ile ilgili olguları araştırmışken, sinirsel örüntüler açıkça incelenmemiştir. Bu tezde, iletişimin sosyal yön – ortak temel edinme süreci – hipertarama ve sözel etkileşim analizi yaklaşımları birleştirilerek; EEG, göz izleme ve fNIRS cihazlarıyla çok kipli bir yaklaşımda araştırılmıştır.

Göz izleme sonuçları, ortak temel edinilmesiyle birlikte, paylaşılan gözbakışın önceliğini kaybettiğini ve açık sözlü iletişimin öncelik kazandığını gösterir. Muhataplar, yüksek iş yükü gerektiren görsel özellik çıkarmadan stabil ortak temelleri kullanmaya geçtikçe gözbakış entropisi azalır. EEG sonuçları, ön ve paryetal elektrotlarda delta ve teta bantlarında artan beyinler arası senkronizasyonun, sürdürülen dikkat ve hafıza süreçleriyle uyumlu olduğunu ve bu süreçlerin iletişimde paylaşılan dilbilimsel bağlamlarla tutarlı olduğunu göstermiştir. Farklı frekans bantları üzerinde gözlenen senkronizasyon, işbirlikçi iletişimin doğasını ve paryetal elektrot bölgelerinin etkili iletişimdeki rolünü vurgular. fNIRS hipertarama sonuçları, cihaz arızası nedeniyle sonuçlanamamıştır. Ancak, tek cihazla yapılan hemodinamik yanıt analizi, tekrarlı denemelerin ve deney koşullarının ön lob oksijenlenmesi üzerindeki önemli etkilerini ortaya koyarak, bu bölgenin etkileşim ve iletişimdeki, çalışan bellek ve iletişim niyeti ile ilgili rollerini destekler. Bulgular, iki kişilik iletişimin hem sözel hem de sözel olmayan ipuçlarına dayanan çoklu senkronizasyona dayandığını, ortak zeminler kurulduğunda sinirsel ve göz hareketlerine dayalı temellerin de rol oynadığını ortaya koymaktadır.